Archive for Ocak 8, 2021

Evren Üzerine-3

Thales ve Anaximandros’un aksine Efes’li Heraklitos (MÖ 550-480) hiçbir şeyin aynı durumda kalmayacağını yani değişim ilkesini önermiştir. Bazı kaynaklarda “Kimse aynı ırmağa iki kez giremez” sözü Heraklitos’a mal edilmektedir. İşte Heraklitos’a ait bu gözlem kendisini zaman ile ilgilenen kendi çağının ilk bilginlerinden biri yapmıştır. Yine Thales ve Anaximandros’un aksine Heraklitos tüm evrenin aslında ateşten var olduğunu ve ona döneceğini diğer bir deyişle her şeyin göreli olduğunu önermiştir. Bunun yanında evren zıt unsurlardan meydana gelmiştir. Bu zıt unsurlar varoluşun zorunlu ve tek şartı olduğu gibi sürekli bir savaş halindedir. Bu savaş zıt unsurlar arasında güzel bir harmoni de oluşturmaktadır.

Doğa düşünürlerinden biri olan Empedocles (MÖ 490-430) kendinden önceki doğa düşünürlerinin temel element olarak belirlediği; su, ateş ve havaya toprak öğesini de eklemiştir. Empedocles’e göre bu dört element başlangıçtan beri vardır, değişime ve yok olmaya uğramaz ve evrendeki miktarları da değişmeden hep aynı kalır. Evreni oluşturan her şey de bu dört elementin belirli oranlarda birleşmesinden oluşur. Sırasıyla açıklamak gerekirse bu dört element aşağıdaki gibi açıklanabilir:

-Su; soğuk ve ıslaktır. Modern düşüncedeki sıvıya karşılık gelmektedir.

-Hava; sıcak ve ıslaktır. Modern düşüncedeki gaza karşılık gelmektedir.

-Ateş; sıcak ve kurudur. Modern düşüncedeki ısıya karşılık gelmektedir

-Son olarak toprak ise; soğuk ve kurudur. Modern düşüncedeki katı maddeye karşılık gelmektedir.

Milet’li Leucippus (MÖ 5.yy) atomik teorinin gelişmesinde önemli bir yer tutan Yunan filozoflardan biridir. Ona göre herşey bozulmayan ve bölünmeyen, atom olarak isimlendirilen elemanlardan oluşmaktadır. Bu fikir sonrasında Leucippus’un başarılı öğrencilerinden olan ve Modern Bilimin Babası olarak isimlendirilen Abdera’lı Democritus (MÖ 460-370) tarafından çalışılmış ve geliştirilmiştir. Socrates öncesi dönemin etkili filozoflarından biri olan Democritus, Leucippus ile beraber atomik teoriyi sistematize etmiş ve kozmos (evren) için atomik teoriyi formülize etmiştir. Democritus ve Leucippus’un teorisine göre herşey atomlardan oluşmakta, atomlar geometrik olarak olmasa da fiziksel olarak bölünememekte ve boşlukta yer almaktadır.

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail

Evren Üzerine-2

Evrene Ait İlk Modeller

[Yer Merkezli (Geocentric), Güneş Merkezli (Heliocentric), Yarı Yer Merkezli (Tychonic)]

İlk varolmaya başladığı andan beri insanoğlu geceye, gündüze, Güneş’e, Ay’a veya gökyüzünde görünen cisimlere karşı ya meraktan ya da korkudan ilgi duymuştur. Onlara ait tasarımlar ve modeller yapmıştır. Bu nedeni ya tapınma ya korkma ya da merak olmuştur. İnsanoğlunun evren tasarımı görebildiği veya kendi çapında gözleyebildiği kadar olmuştur. Bunun için kah Dünya’yı evrenin merkezine koyarak modeller üretmiş kah Güneş’i koyarak başka modeller üretmiş, bazen de diğer tüm gök cisimlerini Güneş’in etrafında döndürürken O’nu da Dünya’nın etrafında döndürtmüştür .

Sistematik bilimin babası olarak da anılan Miletli Thales’in (MÖ 624-545) öğrencisi Miletli Anaksimandros (610-546), Thales’in “temel madde/ilk neden” fikrine karşı çıkmış ve suyun hiç yok olmadığı tersine sonsuz olduğunu düşündüğü yeni bir madde önermiştir. Bu maddeyi “apeiron” olarak isimlendirmiştir. Bunun yanında evrenin rasyonel düşünmeye ve gözleme dayalı meydana geliş öyküsünü ilk kez ortaya atan ilk bilim adamı olan Anaksimandros’un Dünyanın şu ya da bu biçimde göklerde bir yerlerde asılı olduğu biçimindeki eski kanıyı reddetmiştir. Anaksimandros’a Dünya merkezde yer almakta sonrasında ise sırasıyla yıldızlar, Ay ve Güneş çembersel yörüngelerde Dünya’nın etrafında dönmekteydi. Anaksimandros’un Evren hakkındaki bu çalışmaları O’nun “Evrenin Babası” olarak adlandırılmasını sağlamıştır.

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail

Evren Üzerine-1

Evreni tanımlamamız gerekirse, onun çevremizde varolan ve fiziksel yapıdaki her şey olduğunu söyleyebiliriz. Çevremizde gördüğümüz aslında evrenin küçük bir bölümünü oluşturan maddeyle birlikte gizemli madde ve enerji evreni oluşturur,

Önceleri insanlar evrenin yalnızca üzerinde yaşadıkları Dünya ve yakın çevresindeki gezegenlerle yıldızlardan oluştuğunu düşünüyorlardı. O zamanlar Dünya’nın evrenin merkezinde olduğu varsayılıyordu.

Evrenin ne kadar büyük, gezegenimizinse onun sonsuz büyüklüğüm içinde ne kadar küçük olduğunu kavrayalı yarım yüzyıldan biraz fazla oldu. Günümüzde, içinde yaşadığımız evreni önemli ölçüde anlayabildiğimizi düşünüyoruz. Elbette yanıtlanmamış birçok soru var. Ancak, evrenin bundan yüzyıl önce hayal edilen evrenden çok daha farklı olduğunu biliyoruz.

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail