Fizik Nedir? (Bölüm 28)

Kopernick-Kepler-Galileo üçlüsü ve sonrasındaki Fizik-11

1800’lü yılların sonları ve 1900’lü yılların başlarında Fizik açısından çok önemli ve etkili birçok bilimsel gelişme meydana gelmiştir. Bu gelişmeler yeni Fiziğin de doğuşuna ön ayak olan gelişmelerdir. Her cismin kendi yapısına bağlı olarak mutlak sıfırın üstündeki her sıcaklıkta ışıma yaptığı bilinmekteydi. Soğurduğu ısıyı dışarıya veren bu cisme “karacisim” adı verilmiştir. 1900 yılında Alman bilim adamı Max Planck (1858-1947), kara cisimden çıkan ışımaların klasik fiziğin beklentileri dışında, sürekli değil kesikli yani belli dalga boylarında olduğunu ortaya koymuştur.

Planck belli dalga boylarında olan bu ışımalara ise “foton” adını vermiştir. Planck’a ait olan bu çalışmanın dayandığı temel düşünce şöyledir: Her madde her biri kendine özgü titreşim frekansına sahip ve bu frekanslarda radyasyon yayan vibratörlerden ibarettir. Bu frekans karacisim ışınımı sonucu yayılan fotonun frekansıdır. Bu çalışma Planck’ın 1918 Nobel Fizik ödülü kazanmasını sağlamıştır. Öncesinde bahsedildiği gibi Newton tarafından önerilen fakat kabul görmeyen ışığın parçacıklı olabileceği düşüncesi bu deneyle ispatlanmıştır. Kuantize olma veya kuantumlanma düşüncesinin ortaya çıkmasına sebep olan karacisim ışıması “Modern Fizik” in doğmasına da sebep olmuştur.

Maxwell’in elektromanyetik teori üzerine çalışmaları ve elektromanyetik dalgaların varlığını ispatlamasından sonra 1900 yılında ilk radyo yapılmıştır. İtalyan mucit ve bilim adamı Guglielmo Marconi (1874-1937) bu dalgaları başlangıçta 9m, ikinci denemesinde 275 m, üçüncü denemesinde ise 3 km uzağa iletmeyi başarmıştır. 1901 yılında ise bu dalgalar yardımıyla Atlas okyanusunun ötesine ilk mesaj aktarılmıştır.

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail

Comments are closed.