Fizik Nedir? (Bölüm 4)

Fiziğin Tarihsel Gelişimi

Fizik Biliminin tarihsel gelişim süreci aşağıdaki gibi dört döneme ayrılabilir. Bunlar sırasıyla:

  • Antik Çağdan Kopernick-Kepler-Galileo üçlüsüne kadar olan Fizik
  • Kopernick-Kepler-Galileo üçlüsü ve sonrasındaki Fizik
  • Kuantum Fiziğinin ortaya çıkışı ve 20. Yüzyıl Fiziği
  • 21. Yüzyıl Fiziği

Antik Çağdan Kopernick-Kepler-Galileo üçlüsüne kadar olan Fizik:

Tanımından da anlaşıldığı gibi Fizik tarihin her döneminde görülebilir. Fizik biliminin ortaya çıkışı tarih kadar eskidir. Lakin Fizik o dönemde ya felsefenin içinde bulunmakta ya da zaten yapılması gerekenden veya ihtiyaçtan karşımıza çıkmakta; bu ihtiyaçlar da ancak basit mekanik bilgileriyle bazı mühendislik uygulamalarından oluşmakta idi.

Felsefe boyutundaki Fizik açıklamaktan ziyade tanımlamaya dönüktü. Örneğin; Mezopotamya’da bulunan Sümer ve Akad gibi uygarlıklar MÖ 3000’lerde kendi ihtiyaçları için su değirmenleri kullanabiliyor, uzaklık ve hız ölçümleri yapabiliyorlardı. Bu işler için Fiziği ve Fizik bilgisini kullanılıyorlardı. Eski Mısır’daki uygarlıkların hem piramitlerin yapımında hem de kendi ihtiyaçları için Fizik kurallarını kullanmaları gerekmekteydi.

Pratik ve uygulamadaki gereksinimlerin yanı sıra doğayı sorgulama sürecinde de Fiziğe rastlayabiliriz. Özellikle MÖ 6. ve 5. yy’larda Ege kıyılarında yasayan ve polimat (optik, astronomi, mekanik, din, mantık, matematik, geometri, retorik gibi birden fazla disiplinde döneminin engin bilgisine sahip bilim insanı) olarak da tanımlanan filozofların doğayı ve meydana gelen süreçleri sorguladıkları dönem önemlidir. Bu sorgulamalara örnek olarak: Dünya nasıl oluştu? Hareket ve değişimin sebepleri nelerdir? Yeryüzündeki çeşitliliğin sebebi nedir? soruları gösterilebilir. Bu anlamda sistematik bazı Fiziksel kuralların çıkarılmasında öncü olarak Miletli Thales (MÖ 624-545) gösterilebilir. Thales, Socrates öncesi yedi önemli Yunan filozofundan bir tanesidir. Bu yedi önemli filozof sırasıyla: Lindos’lu Cleobulus, Atina’lı Solon, Sparta’lı Chilon, Priene’li Bias, Milet’li Thales, Mytilene’li Pittacus ve Corinth’li Periander’dir.

Thales doğada meydana gelen süreçleri anlatırken dinsel, mitolojik ve doğaüstü açıklamaları reddetmiş ve her olayın aslında doğal bir nedeni olduğunu öne sürmüştür. Ortaya attığı prensipler ve hipotezler sayesinde “Bilimin Babası” ünvanını almaya hak kazanmıştır. Matematikte, piramitlere ait yüksekliklerin ve gemilerin kıyıdan olan uzaklığının hesaplanması için geometriyi kullanmıştır. Uygulamalı geometrinin sonuçlarını ilk kez kullanarak Thales Teoremi olarak da bilinen dört korollarisini (teoremi oluşturan öğeler) türetmiştir. Bu nedenle gerçek bir matematikçi ve matematiksel bir kaşif olarak da bilinir.

Thales, elektrik konusunda çalışan ilk kişi olarak da bilinir. Statik elektrik ile ilgili bir dizi gözlem yapmış; sürtünmeye gerek duymayan mıknatısların tersine, sürtünmenin manyetik alanın sebebi olduğu şeklinde açıklama getirmiştir. Ancak bu söyledikleri sonradan manyetizma değil de statik elektrik olarak adlandırılacak konunun ilk adımları olarak kabul edilecektir. Ayrıca Thales merkezcil ve merkezkaç kuvvetleri gibi konuları gözlemlemiş ve bunlara ilişkin açıklayıcı çalışmalar da yapmıştır. Varoluş ve meydana geliş ile ilgili olarak ise varlıklar için de suyu temel madde olarak tanımlamıştır.

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail

Comments are closed.